Women In Stem – İlk Türk Mühendis Kadınlar: Sabiha Rıfat, Nezihe Önyay, Altan Edige
Yazar: Ela Aydın
Günümüzde bile mühendislik alanı erkeklere özgü gibi gösterilmeye çalışılan, alanda çalışan kişilerin de çoğunluğunun bu sebeple erkek olduğu bir daldır. Türkiye’de ise, özellikle de Cumhuriyet’in ilanından sonra, kadınların da profesyonel hayata atılmasının üstüne üç Türk kadın mühendislik konusunda öncü olmuştur: İlk kadın mühendis Sabiha Rıfat, ilk elektromekanik mühendisi Nezihe Önyay ve ilk makine mühendisi Altan Edige.
Öncelikle Sabiha Rıfat Gürayman’a değinmek gerekirse, kendisi Cumhuriyet döneminde mühendislik bölümünden mezun olan ilk Türk kadındır. İstanbul Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1927 yılında başvurduğu Mühendislik Mektebi’nden 1933 yılında mezun olmuştur. Mektepte okumasına gündüzlü olması şartıyla izin verilmiş, ancak yatılı kalmak istediğine karşı çıkılmıştır. 1933 senesinde inşaat mühendisliği bölümünü bitirip mektepten mezun olan Sabiha Rıfat, Türkiye’nin ilk kadın mühendisi olarak bilinir.
Sabiha Rıfat’ın mezun olduğu 1933 yılında Nezihe Önyay Elektromekanik Enstitüsü’ne kayıt yapan ilk kız öğrenci olmuştur. Altı yıllık eğitim gördüğü Yüksek Mühendis Mektebi Elektromekanik Şubesi’nden 15 Haziran 1939 senesinde mezun olmuştur. Nezihe Elektromekanik Şubesi’nde matematik, temek bilim dalları, genel mekanik, uygulamalı makine ve denge, geometri, teknoloji, dinamik, elektroteknik, hidrolik ve ısı makinaları gibi daha birçok ders görmüştür. Aslında gördüğü dersler sayesinde makine mühendisi ve elektrik mühendisi dallarında da yetkinliği vardır fakat kendisi en iyi elektromekanik mühendisi olarak nitelendirilebilir.
Türkiye’de ilk makine mühendisliği eğitimi ve sıfatına sahip kadın ise Altan Edige’dir. 15 Aralık 1927’de doğan Altan Edige, Mimar Sinan ilkokulunda eğitim hayatına başlar. Daha sonra Isparta’da ortaokul, Alman Lisesi’nde iki yıl ve Beyoğlu Kız Lisesi’nde devamı olacak şekilde eğitimine devam eder ve sonunda Teknik Üniversite’sine başvurur. Mimarlık veya elektrik fakültelerine de girebileceğini belirtse de ilk isteği Makina Fakültesi’dir ve kazandığı sınav sayesinde bu fakülteye kaydını yaptırır. 1949-1950 yıllarında uçak şubesine geçmek istese de daha sonra bundan vazgeçer ve makine şubesinde devam eder. Hem çizim dersleri hem de buhar makineleri, soğutma, demiryolu işletmesi, fabrika organizasyonu, su makineleri, elektrik, motor tekniği, aerodinamik ve daha birçok teknik derste başarı sergiler. Hayatı boyunca severek yaptığı mesleğinde başarı göstermeye devam eder fakat 1975 yılında kendisine kanser teşhisi konulur, 1977 yılında da hastalığına yenik düşerek hayatını kaybeder.